Öğrenme İçin En Uygun İklim Kaygı Üretmeyen Çevredir
Kaygılanmak, mekanik olarak dikkati kaygı kaynağına odaklandırır, zihnin diğer tüm fonksiyonlarını işlevsiz hale getirir ve bilişsel süreçleri adeta felç eder.
Bu nedenle bir öğretmenin, öğrencilerine verebileceği ilk ve en önemli şey “onları kaygılandırmayacağına dair güven duygusudur”. Bu duyguyu öğrencilerde kararlı hale getirebilecek olan yegane kişi öğretmendir.
Öğrenme için en uygun iklim kaygı üretmeyen bir çevredir. Okulun ve öğretmenin ilk görevi öğrenciye bu çevreyi sağlamaktır.
Kaygılı bir öğrencinin bilişsel fonksiyonları işlevsiz hale geldiği için sorulara cevap verme potansiyeli zayıflar ya da ortadan kalkar. Sorularına cevap alamayan öğretmen, durumun farkında değilse öğrenciyi iyice kaygılandıracak tutumlar sergiler.
Böyle bir durumdaki öğrencinin öğrenim yaşamı tehdit altındadır. Zira öğrenci o an öğrenmeye, okula ve öğretmene dair “kalıcı olumsuz şemalar»” geliştirmektedir.
Eğitimciler olarak, yaşı kaç olursa olsun, “kaygılıyken bir insana bir şey öğretemeyeceğimizi, kaygılı insanın bildiklerini hatırlamada ve mevcut yeteneklerini kullanmakta zorlanacağını” sık sık hatırlamaya ihtiyacımız vardır.
Dr. Abdurrahman Subaş- Eğitim ve Yönetim Bilimci
13.12.2018