Liderlik stilimizin kişilik tiplerimizle ilişkinse dair daha önce kısa paylaşımlarda bulunmuştuk. Dinamik liderlik modelinin (DLM), liderlik stillerinin enneagram kişilik tipleriyle ilişkisini açıklayan bir yaklaşım olduğu takipçilerimizce malumdur.
Liderlik becerilerimizi ve liderliğimizin süreçlerdeki etkililiğini artırmanın başlangıç noktası potansiyelimizi ve performansımızı tanımlamaktır. Bir şeyi tanımlamadan geliştirmek ve dönüştürmek problem üretir. Dinamik liderlik bu bağlamda en etkili araçtır. Gerek kişisel potansiyeliniz, gerekse liderlik potansiyelinizi görmek ve ikisi arasındaki uyumu öğrenmek için Dinamik Liderlik Raporlama sistemi (DLM-R) geliştirilmiştir.
Peki potansiyelimizi öğrendikten sonra neler yapmalıyız?
Dinamik liderlik yaklaşımında liderler için gelişim ve dönüşüm çözümleri mevcuttur. Liderliğimizin büyük oranda kişiliğimizin etkisi altında olduğunu kabul ettikten sonra iki çalışmaya katılmak gerekmektedir. Birincisi kişiliğimizi geliştirmek, ikincisi liderliğimizi dönüştürmek.
Liderliğimizi dönüştürmek ile neyi kastediyoruz?
Bireysel olarak liderliğimiz kişilik potansiyellerimizle sınırlıdır. Ancak, liderliğimizi kişilik potansiyelimizin önüne geçirmek için bir dönüşüme ihtiyacımız vardır. Zira liderliğimiz, kişiliğimiz tarafından baskı altında tutulmaktadır. Şöyle ki;
Prensipli liderler, mükemmeliyetçi (tip 1) kişiliklerinin baskısı altındadır. Mükemmel olma arzusuyla yönetsel alanlarda gergin ve eleştirel tutumlar sergileyip süreçlere zarar verirler.
Hizmetkar liderler, yardımsever (tip 2) kişiliklerinin baskısı altındadır. İşe odaklanmak yerine ilişkilere ve insanların ihtiyaçlarına odaklanarak süreçlere zarar verirler.
Girişimci liderler, başaran (tip 3) kişiliklerinin baskısı altındadırlar. İşe o kadar odaklanırlar ki, kendilerinin ve paydaşlarının duygu ve ihtiyaçlarını ihmal ederek süreçlere zarar verirler.
Dönüşümsel liderler, özgün (tip 4) kişiliklerinin baskısı altındadır. Farklı olmaya o kadar odaklanmışlardır ki, rutin ve zorunlu işleri bile farklı olmadığı gerekçesiyle reddederek süreçlere zarar verirler.
Stratejik liderler, gözlemci (tip 5) kişiliklerinin baskısı altındadır. Bilgiye ve kaynaklara o kadar odaklanmışlardır ki, beraber çalıştığı insanları ihmal ederek süreçlere zarar verirler.
Etkileşimsel liderler, sorgulayan (tip 6) kişiliklerinin baskısı altındadır. Sorgulamaya ve güvene o kadar odaklanmışlardır ki, tek başlarına sorumluluk almaktan uzak durarak süreçlere zarar verirler.
Vizyoner liderler, maceracı (tip 7) kişiliklerinin baskısı altındadır. Yeni deneyimlere ve planlara o kadar odaklanmışlardır ki, başladıkları işlerde sebat göstermeyerek süreçlere zarar verirler.
Otoriter liderler, reis (tip 8 ) kişiliklerinin baskısı altındadır. Başatlıklarının kabul edilip emirlerinin yerine getirilmesine o kadar odaklanmışlardır ki, alternatif düşünce ve yöntemleri engelleyerek süreçlere zarar verirler.
Güçlendirici liderler, uzlaşmacı (tip 9) kişiliklerinin baskısı altındadır. Çatışmasızlığa o kadar odaklanmışlardır ki, kendi fikirlerini ifade etmekten ve harekete geçmekten uzak durarak süreçlere zarar verirler.
Dinamik liderlik, liderlere kişilik tiplerinin baskısından kurtulacak ya da baskıyı azaltacak dönüşüm programları sunmaktadır. DLM dönüşüm programları sayesinde liderler, kişiliklerinin güçlü yönlerini liderlik süreçlerine yansıtmanın yanında, önceden kişiliklerinin reddettiği diğer liderlik stillerine ait potansiyelleri de kullanma fırsatıyla tanışacaklardır.
Dr. Abdurrahman SUBAŞ 20.01. 2018