Örgütsel Yaratıcılar Olarak Izdırap ve Cazibe

Yirmibirinci yüzyıl insanı, insaniliği ihmal edilmiş yüksek dozda inovasyonun ürettiği yeni problemlerle ve yeni ihtiyaçlarla karşı karşıya kalmaktadır. Yeni ihtiyaçlar ve yeni problemler için yeni bir inovasyon anlayışına ihtiyaç vardır. Klasik entellektüeller çözüm için sadece bilgiyi adres gösterseler de iş ondan ibaret değildir. İnovasyon için bilgi gereklidir ancak yeterli değildir, önce ilham gerekir.

İlham ve yaratıcılık bilgiden gelmez, ancak geldiğinde bilgiyle şekillenir. Karıştırmamak lazım. İlhamın ve yaratıcılığın kaynağı bilişsel, duygusal ve eylemsel dinginlik, onu bir forma sokansa bilgi ve kavramsal zenginliğimizdir.

Ancak sıradanlığı kabul edenlerde bilişsel, duygusal ve eylemsel dinginlik oluşabilir. İlham birçok kez birçok kişiye gelebilir, ancak uyanık bir bilinç bunu görebilir ve gelen hediyeyi kabul edebilir. Dinginlik, ilham ve yaratıcılığın alıcısıdır. Dinginlik olmadığında dikkat dağıtıcılar geleni görmemizi, kabul etmemizi ve eyleme dönüştürmemizi engelleyebilir.  

İlham ya da yaratıcı düşünce enerjisinden mahrum olarak kullanılan bilgi taklidi fikirler, taklidi çözümler ortaya çıkarır. Yaratıcı düşünce enerjisi, bizde ızdırap ve cazibe oluşturan koşullar tarafından tetiklenir.

Rahatsız eden koşullardan ayrılma isteğini (ızdırap), gitmek istediğimiz yer ise cazibeyi (coşkuyu) oluşturur. Bu ikisi tezahür ettiğinde yaratıcı düşünce ortaya çıkar.

Yaptığınız işlere motive olmak istiyorsanız paydaşlarınızın memnuniyetini dinleyin.  Örgütsel yaratıcılığı (inovasyon) harekete geçirmek istiyorsanız paydaşlarınızın şikayetlerini dinleyin, bu şikayetler can sıkıcıdır ama ızdırap ve cazibeyi kullanmanızın önünü açar. Hem motivasyon hem inovasyon istiyorsanız paydaşlarınızın memnuniyetini ve şikayetini dinleyin.

Yaratıcı düşünme enerjisinin hayat bulmasında kullanılan ağlar ne kadar çok olursa ortaya çıkacak inovasyonu o derece zenginleştirir. Bir kişinin sadece kendi bilişsel ağlarını kullanması ile 3 kişinin aralarında aynı konuyla ilgili ağ oluşturması arasında muhteşem farklılıklar vardır. Ne kadar çok kişi ağa duygusal olarak dahil edilirse sonuç o kadar kapsayıcı ve muhteşem olur. “Bir elin nesi var iki elin sesi var” her zaman devrededir.

Yaratıcı düşünce ortaya çıktığında onun yaşama geçirilmesi önce kavramlarla ifade edilmesiyle düşünsel formda (ağ kurup akletme) oluşur.

Düşünsel formun hayat bulması ise olanakları (kaynakları) kullanarak eylemde bulunmakla (çaba) mümkün olur.

Sürecin sonunda problem çözülmüş, inovasyon kullanılır hale gelmiştir. Görselde de ifade edilen yaratıcı düşünme ya da inovasyon sürecini şöyle özetleyebiliriz:

Yaratıcı düşünmenin zemininde (iklim) duygusal, zihinsel ve eylemsel dinginlik vardır. İnovasyon sürecini sürdürmek için ihtiyacımız olanlarsa duygusal zeka, niyet duruluğu, odaklanma, işbirliği, çaba ve sebattır. İnovasyonun zemini ve yol ihtiyaçları anahtar hükmündedir. İnovasyonun gelişim süreci ise şu şekildedir:

Izdırap: Koşullardan rahatsızlık ve ayrılma duygusunun yükselmesi.

Cazibe: Ulaşılmak istenen yere ulaşma duygusunun ortaya çıkması.

İlham: Gelen yüksek enerjinin kabulü, çözüm fikrinin parlaması ve fikrin kavramsallaştırılmasıdır.

Akletme: Düşünme, ağ kurma, istişare ve bilgiyle planlamadır.

Eylem: Plan için eyleme geçme, eylemi sürdürme ve süreci tamamlamadır.

İnovasyon: Süreç sonunda ortaya çıkan, arzedilip kullanılabilir hale gelmiş ürün ve ya hizmetlerden oluşan çözümlerdir.

Izdırabınız, cazibeniz ve inovasyonunuz bol olsun.

Dr. Abdurrahman Subaş

Eğitim ve Yönetim Bilimci

15.03.2019